Kadının toplumdaki konumu her zaman toplumsal değişimlerin bir çeşit göstergesi olmuştur. Bu değişimler kadının eğitim ve iş alanlarına erişimine, aile içindeki statüsüne, hatta giyim kuşamına yoğun bir şekilde etki eder. Geçtiği dönemin ve yerin toplumsal yapısına ayna tutan edebi eserlerde bu değişimin izini sürmek mümkündür.
Türk toplumunda 19. yüzyılda başlayan, Cumhuriyet devrimleriyle hız kazanan toplumsal, fikirsel ve politik alandaki değişimler de, bu dönemin edebi eserlerinde kaçınılmaz olarak kendini gösterir. Öncesinde görünürlüğü oldukça kısıtlı olan, sadece ev çatısı altında, birinin annesi, birinin eşi ya da bunlardan hiçbiri değilse şeytânî, kötü kadın kalıplarına sıkışan kadın imgesi, kadına toplumsal hayatta alan açılmasıyla birlikte daha görünür hale gelmiştir.
Bu görünürlüğün simgelerinden 4 kadın karaktere daha yakından bakalım: