Kadınlar, bayan kelimesinin kullanılmasından duydukları rahatsızlığı uzun zamandır dile getiriyor. Bu rahatsızlık, elbette bir hitap biçimi olarak kullanılan “bay-bayan” ikiliğine karşı değil. Rahatsızlığın sebebi, söz konusu iki cinsiyet olduğunda, örneğin mağaza reyonlarında, tuvaletlerde, kuaförlerde, spor müsâbakalarında, cinsiyet belirtmek için erkek kelimesine karşılık bayan kelimesinin kullanılması. Halbuki bayan bir cinsiyeti belirtmez, bir hitap biçimidir; dolayısıyla cinsiyet belirtmek amacıyla kullanılması dil kuralları gereği yanlıştır. Peki tüm bu rahatsızlığa, îtiraza, kelimenin hatalı kullanımına rağmen, kadın kelimesini telaffuz etmekten neden imtinâ ediliyor?
İki cinsiyetin betimlendiği durumlarda erkek kelimesine karşılık bayan kelimesinin kullanılması sıklıkla nezâketle gerekçelendirilir. Böyle bir gerekçelendirme, kadın kelimesinin olumsuz bir anlam taşıdığı varsayımına dayanır. Bayan kelimesinin tercih edilmesindeki ısrar, her ne kadar inkâr edilse de nezâketten ziyâde kadın kelimesinin cinselliğe, bu anlamda kız-kadın ayrımına yaptığı göndermeden kaynaklanıyor. Burada kız-kadın ayrımının, yetişkin olan ve yetişkin olmayan kadını, yani aradaki yaş farkını ifâde etmek amacıyla kullanılmadığı âşikârdır. Bu ayrım daha çok kadının medenî durumuna, bekâretine, cinselliğine atıfta bulunur. Oğlan-erkek ayrımında da cinselliğe gönderme olmasına karşın erkek olmak, kadın olmanın aksine tüm olumsuz olarak addedilen anlamlardan âzâdedir.
Burada bir eşitsizlik söz konusu ve kadınların îtirazı tam da bu noktada devreye giriyor. Oğlan çocuklarının sünneti, cinselliği deneyimleyişi, yetişkinliğe geçişi tüm çevreyle paylaşılıp toplum tarafından yüreklendirilir, övülür, kutlanır. Buna karşılık kadının regl oluşu, cinselliği deneyimleyişi ve yetişkinliğe geçişi toplum tarafından örtbas edilen, ayıplanan, utanılan bir durum olarak algılanır. Kadın kelimesinin, cinselliğe referans verilerek kullanılması nedeniyle de bu kelime ayıp, kaba olarak nitelendirilir. Erkek kelimesi de cinselliğe referans verilerek kullanılır fakat olumsuz bir anlam barındırmadığı için, kullanılırken herhangi bir nezâket kaygısı güdülmez.
Bu noktada kadın yerine bayan kelimesinin kullanılmasındaki tercih, ayrımcı zihniyetin dildeki tezâhürü olarak okunmalıdır. Her ne gerekçeyle olursa olsun bayan demek, tüm bu ayrımcılığı ve şiddeti meşrû kılmak anlamına gelir. Kadın kelimesine sâhip çıkmak, kelimenin çağrıştırdığı tüm sözüm ona olumsuz anlamların, imâların ve cinsellik referansının karşısında durmak demektir; bu nedenle bu sâhipleniş çok kıymetlidir.
Kadınlar olarak anne, abla, eş, bacı gibi kategorilere sıkıştırılmadan, şu ya da bu gerekçeyle ayrımcılığa ve şiddete uğramadan, mâkul ve makbul olmak zorunda kalmadan, tüm sıfatlardan ve etiketlerden âzâde, korkmadan, özgürce yaşadığımız bir dünya tahayyül ediyoruz. Henüz eşit değiliz, daha katedecek çok yolumuz var ama umutsuz da değiliz. Toplumsal değişimin önce dilde başladığını düşünüyoruz. Bayan kelimesi kadına karşı ayrımcılığı meşrû kıldığı için altını çizmeye devam edeceğiz: Kadın. Bayan değil, kadın!
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun!